T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BİTLİS / GÜROYMAK - Güroymak Selahaddin Eyyubi Anadolu İmam Hatip Lisesi

VEDA

DEĞERLİ ÖĞRETMEN ARKAŞLARIMIZA BİR VEDA YAZISIDIR.

 

VEDA YAZISI

Evet, bu bir veda yazısı herkese, sevgili öğrencilerime özelliklede değerli öğretmen arkadaşlarımdan MUHAMMED OKTAY VE NECDET GÜVEN' e.  Vedalar süregelecek hayat boyu hiç şüphesiz. Sadece şekli, kişileri, birde zamanı değişecek belki. İlk vedayı hatırlıyor musunuz? Yeryüzünde ilk veda anne karnına oldu

Hepimiz için. Dokuz ay mutluyduk orada. Ama kim bilebilirdi ki o mutluluğun; dışarıda bizi Karnında taşıyan anneyi görmenin ve babamızın kollarında havalara yükselip keyiflenmenin yanında çokta önemli olmadığını. Kim bilebilirdi anne sütünün çok daha lezzetli olduğunu doğmadan. Kim bilebilirdi kardeşlerin, arkadaşların, dostların varlığının küçücük o anne karnından daha güzel olduğunu. Sonrasında büyüdük kendi odamıza geçtik ve veda ettik anne babanın odasındaki beşiğe. Ardından taşındık belki veda ettik mahallemize, kasabaya, şehre. 'Alışamayız buralara' dedik alıştık ama. Büyüdük veda ettik ilkokula, ortaokula, liseye üniversiteye ve şimdi ilk atamayla birlikte çalışmaya başladığımız değerli arkadaşlarımdan MUHAMMED OKTAY VE NECDET GÜVEN'e

'Ayrılamam' dediniz ayrıldınız hepiniz. Unutuldu birçok arkadaş, sima, ses... Kalan bir iki dost ki yeterde artar bile. Evet şimdi başka bir okula gidiyorsunuz.. Bilemiyoruz ne saklı sonrasında, bilemiyoruz nerede rızkımız, nerede yuvamız, nerede çocuklarımız. Vedalar sürecek hep böyle ve bir gün dünyaya da veda mektubumuzu bırakıp çekip gideceğiz. Ah Muhsin Ünlü diyor ya: '' Burası dünya ya hu, burası bu kadar işte.'' Evet buraya kadarmış diyeceğiz bir gün her sıkıntıda dediğimiz gibi. Buraya kadarmış, bu kadarmış deyip sıyrılacağız sonsuzluğa. İstemeyeceğiz biliyorum, en zor veda belki ama anne karnını hatırlayın dostlarım, anne karnını! Kaçınız geri dönmek isterdi ki oraya. Gün gelecek istemeyeceğiz bu dünyayı da. Bu vedalar öyledir ki başladığın an başlar aslında. Doğunca başlamıştır veda sayacımız çalışmaya.

Aslında Selahattin Rahime Dur Anadolu İmam Hatip Lisesine veda etmeye üç sene önce başladık yavaş yavaş. üç yıl önce Eylül ayının getirdiği hüzünle birlikte sararan yaprakların ümitsizliği, dostlardan ayrılıp gelmenin bir nebze olsun pişmanlığı, geride bırakılan aileler... Göz açıp kapayıncaya kadar geçen güzel vakitler, 'gün olur asra bedel' Sınav haftaları, YGS hazırlık günleri ... Herkesin farklı farklı derdi vardı biliyorum. Bazılarınızın anlattığı bazılarına, bazılarınızın ise hiç anlatamadığı bazılarına. Belki çoğunuzun geçti, bazılarınız unuttu, bazılarınız şimdi gülerek hatırlıyor. Belki bazılarınızda geçmedi kaldı izi. Sevdiğim bir söz var Tarık Tufan'ın hep söylerim yine söylüyorum: '' Bu da geçer. Bu da geçecek. Bu da geçmeli. Bu da geçsin Ya Hu! Bu da geçsin lütfen...'' Geçecek dostlar geçecek... Bir gün anlayacaksınız derdin arkasındaki dermanı, bir gün bazı şeylerin neden o zaman olmadığını ya da neden hiç olmaması gerektiğini. Bir yaz gecesi yazıyorum bu satırları dostlarım güzel ve hüzünlü bir yaz gecesi. Fazla duygularınıza inemiyorum belki. Eğer ki bir köy evinde, soba ateşinin yanında, kestane kokusu dolu bir odada yazsaydım inebilirdim. Bu satırları kıymetli kılacak ne biliyor musunuz? Önce siz okuyacaksınız. Kim bilir belki de yıllar sonra çocuklarınız torunlarınız okuyacaktır. Ne desem eksik kalacak. Tamamlanmayacak bir türlü cümleler biliyorum. Belki susmam gerek biraz.

Özdemir Asaf'ın dediği gibi: 'Anlatılmıyor çok şey susmadan.' Yalnız bu bir veda yazısıysa eğer bir çağrım olsun siz değerli meslektaşlarıma her nerede olursanız olun dava adamı yetiştirmek için gayret gösterin. Allah yolunuzu her daim açık etsin sizlere dua eder dualarınızı beklerim...

 

Hamdullah GÖKYER

 

PSİKOLOJİK DANIŞMAN

 

15-06-201715-06-201715-06-201715-06-2017

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 15.06.2017 - Güncelleme: 07.04.2022 17:29 - Görüntülenme: 307
  Beğen | 6  kişi beğendi